Brüksel’de cinsel sağlık ve üreme sağlığı (CSÜS) alanında çalışan çeşitli kuruluşlar ile bir araya gelen CİSÜ Platformu’ndan temsilciler, bölgesel ve küresel sivil iş birlikleri ve savunuculuk ağlarını güçlendirerek farklı ülkelerin deneyimlerinden öğrenerek mücadele etmenin önemine dikkat çektiler.
Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları (CİSÜ) Platformu, Brüksel’de Avrupa Birliği kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya geldi. Toplantılarda cinsel sağlık hizmetlerine eşit erişim hakkının önemine işaret edilerek, CSÜS hakları ve bedensel hakların hem Avrupa’da hem de dünyada ciddi bir tehdit altında olduğu vurgulandı.
TAPV, Mor Çatı, KİH-YÇ, SPoD kuruluşlarından 7 kişilik CİSÜ Platformu Heyeti, Brüksel’de Avrupa Komisyonu Uluslararası Ortaklıklar Genel Müdürlüğü, Avrupa Komisyonu Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri Genel Müdürlüğü, Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi, Uluslararası Aile Planlaması Federasyonu, Avrupa AIDS Tedavi Grubu, Cinsel Haklar ve Üreme Hakları için Avrupa Parlamento Forumu ve Garance ASBL temsilcileriyle görüştü.
Görüşmelerde toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele ve kadınlar ile kız çocuklarının ekonomik, sosyal ve politik olarak güçlendirilmesinin teşvik edilmesi için cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine eşit erişim hakkının önemine dikkat çekilirken, toplumsal cinsiyete duyarlı bir sağlık sisteminin oluşturulması gerektiği vurgulandı.
Brüksel’de gerçekleştirdikleri ziyaretler hakkında değerlendirmede bulunan CİSÜ Platformu Proje Koordinatörü Yonca Cingöz, CSÜS hakları için bölgesel ve küresel sivil iş birliklerini, savunuculuk ağlarını güçlendirerek ve farklı ülkelerin deneyimlerinden öğrenerek mücadele etmenin önemli olduğunu söyledi. Cingöz, şunları ekledi: “CSÜS hakları ve bedensel haklar hem Avrupa’da hem de dünyada ciddi bir tehdit altında. Kürtaj karşıtı hareketlerin siyasi iktidarlar üzerinde yarattıkları etki ve çıkarttıkları yasalar bunun en açık örneklerinden biri. Bu konuda mücadele eden sivil toplumun daha çok desteğe ihtiyacı var. Avrupa Birliği hem üyeleri hem de komşu ülkeler ve partnerleri arasında kurucu değerlerine aykırı düşen bu cinsiyetçi ve ayrımcı geri tepmeye şahit oluyor. Avrupa Birliği CSÜS haklarından yana bir tutumu açıkça ortaya koymalı ve hem üyeleri hem çevre ülkelerde bu hakların iadesi ve korunması için politik mücadeleye destek vermeli.”
Avrupa Parlamentosu Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları Forumu ile yapılan toplantıda ise Türkiye’yi de kapsayan kürtaj ve kısırlık tedavisi atlasları verileri değerlendirildi. Kontrasepsiyon Politikaları Atlası’nda modern, etkili ve uygun fiyatlı kontrasepsiyona erişimde Avrupa ülkelerinde zorluk yaşandığına değinildi. Türkiye’de kontrasepsiyon ürünlerine erişim oranının yüzde 55,7 olarak belirtildiği Atlas’a göre, Avrupa’da doğurganlık çağındaki kadınların yaklaşık yüzde 60’ı bir doğum kontrol yöntemi kullansa da gebeliklerin yüzde 35’i planlanmıyor.
Forum temsilcileri, kürtajın 31 ülkenin ulusal sağlık mali sistemi kapsamına dahil edilmediğini belirterek, özellikle savunmasız durumdaki kadınların bu şekilde cezalandırıldığını ifade etti. Demokratik tutumlarıyla bilinen kimi ülkelerin de içinde olduğu 19 ülkede kadınların kürtaj tedavisine başlamadan önce bazı zorunlu prosedürlere tabi tutulduğu belirtildi. Toplam 26 ülkede ise sağlık çalışanlarının kişisel inançları sebep gösterilerek kürtaj bakımını reddetmelerine izin verildiği ve kadınların tehlikeye atıldığı kaydedildi. Atlas’a göre 18 Avrupa ülkesinde halen kürtaj bakımı hakkında net ve doğru bilgi verilmiyor.