Ülkemizde ve dünyada her yıl milyonlarca doğum gerçekleşmektedir. Bu doğumların çoğu, gebeliğin başlangıcında anne veya bebek için tanımlanmış herhangi bir risk faktörü bulunmayan vajinal doğumlardır. Bununla birlikte, gebelik ve/veya doğum sırasında komplikasyonların ortaya çıkması durumlarında hem kadın hem de bebek için ciddi sakatlanma ve ölüm riski artmaktadır. Anne ölümlerinin üçte birinden fazlası ve gebelikle ilişkili yaşamı tehdit eden durumların önemli bir kısmı, gebelik, doğum veya doğum sonu dönemde ortaya çıkan çeşitli komplikasyonlar nedeniyle görülmektedir.
Kadınların gebelik öncesinde, süresince ve sonrasında bilgilendirildiği, doğumla ilgili fizyolojik bilgileri ve sağlık durumuna uygun seçeneklerini öğrendiği, süreçle ve vajinal doğumla ilgili endişelerinin giderildiği kadını destekleyici bir sağlık sistemi ve her kadının ruhsal ve fiziksel koşullarını dikkate alan sağlık hizmet sunumu önceliklendirmelidir.
Kadınlar, doğurganlıkları ile ilgili kararlarını sağlık personelinin bilgilendirmesi ve desteği ile verebilmelidir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sezaryen doğum oranlarının yüksek olmasının sağlık sistemi de dahil birçok nedeni vardır. Bu nedenle doğum şekli her zaman isteğe bağlı karar verilemediği gibi kadınların başarısı ya da başarısızlığı olarak değerlendirilmemelidir.
Doğumlar, insan hakları temelli bir yaklaşımla, klinik ve psikolojik olarak güvenli bir ortamda, kadının seçtiği doğum refakatçilerinin de eşlik edebildiği, nitelikli sağlık personelinin sürekli desteğinin sağlandığı olumlu bir atmosferde gerçekleştirilmelidir.
Her kadının ücretsiz ve güvenli bir şekilde afet ve kriz durumları dahil kesintisiz cinsel sağlık ve üreme sağlığı danışmanlığı alarak;