CİSÜ Platformu Savunuculuk Koordinatörü Filiz Kocaboğa ve CİSÜ üyelerinden Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) HIV Çalışmaları Birim Sorumlusu Oğuzhan Nuh, HIV/AIDS Kontrol Programı hakkında Diken’den Mesude Erşan ile görüştü:
Hazırlanması ve uygulamaya sokulmasına rağmen bugüne kadar Sağlık Bakanlığı tarafından tüm paydaşların dahil edildiği bir izleme ve değerlendirme çalışması olmadı. Bu konuda kamuoyu bilgilendirilmedi. CİSU Platformu Savunuculuk Koordinatörü Filiz Kocaboğa, “Bu kontrol programındaki hedeflerin bugüne dek ne kadarına ulaşıldığını, etkililiğini anlamayı, politika geliştirmeyi ve hizmetleri iyileştirmeyi zorlaştırıyor” dedi.
CİSU platformu olarak üç kez Ankara’yı ziyaret ettiklerini anlatan Kocaboğa orada milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları ve Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü temsilcileriyle görüştüklerini söyledi. Sağlık Bakanlığı’ndan da randevu talep ettiklerini ancak görüşemediklerini söyleyen Kocaboğa, “Randevu talebimize olumlu dönüş olmadı. Oysa ki HIV yaygınlaştıkça devlete yükü de artıyor” dedi.
HIV ve AIDS’in sürveyansı (izlenmesi) veri toplama, mücadele programı ve planlama açısından önemli. Ancak bu alanda da sıkıntı çıkıyor: “HIV ile enfekte kişi sayısı, anahtar ve hassas grupların büyüklük tahminlerinin yapılması iyi bir hizmet planlaması ve sunumu için gerekiyor. Ülkemizde uygulanan rutin sürveyans sisteminin geliştirilmesi gerektiği çok açık. Toplumdaki HIV ile yaşayan ve HIV’den etkilenen kişi ve toplulukların deneyim ve ihtiyaçlarına yönelik yeterli derecede veri toplanamıyor. Bu nedenle Türkiye’de epideminin genel durumu izlenemiyor.”
HIV tanısı alanların tedavileri Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında karşılanıyor.
Kocaboğa bunun çok önemli ve kıymetli olduğunu söyleyerek, şunları dedi: “HIV pozitif olguların artmasıysa alana giderek daha fazla kaynak ayrılmasını gerektiriyor. Bu nedenle farkındalığın artmasını ve tanı hizmetlerinin yaygınlaşmasını desteklemeliyiz. HIV ile yaşayanlar tanı almadıkları sürece haliyle tedaviye gitmeyecek. Toplum içinde HIV aktarımı artarak hızlanacak. Her yıl daha fazla kişi tanı almaya devam edecek.”
İsteyenlerin kimliklerini açıklamadan (anonim) ve ücretsiz HIV testi yaptırabildiği Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezlerinin (GDTM) sayısı çok az. İstanbul (2 tane), Ankara, İzmir, Bursa’da birer tane var. Mersin’deki yeniden açılmak üzere.
CİSU, başta Diyarbakır, Gaziantep, Van, Kayseri, Konya, Antalya, Trabzon, Eskişehir olmak üzere Erzurum, Zonguldak, Denizli, Sivas, Çanakkale ve Tekirdağ olmak üzere tüm illerde GDTM’lerin açılması istiyor. GDTM’lerde test öncesi ve sonrası danışmanlık hizmeti veriliyor. Test sonucu pozitif çıkanlar, tedavi için ilgili merkezlere yönlendiriliyor.
HIV/AIDS ile ilgili resmi rakamların gerçekten uzak olduğunu belirten Kocaboğa, şunları dedi: “Çünkü test olma sayısı düşük. GDTM’lerin sayısı hem çok az hem de test kitlerinin tedariğinde zaman zaman sorunlar yaşanıyor. Anonim test merkezleri isim vermeden test yaptırılabildiği için önemli. Zaten buralarda test yaptıranların sayısı hastanelerden kat kat fazla. Cinsel sağlık, üreme sağlığı konusunda kapsayıcı ve koruyucu bir sağlık hizmeti anlayışıyla hareket edilmesi gerektiği unutulmadan GDTM’lerin sayısı da mutlaka artmalı.”
Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) HIV Çalışmaları Birim Sorumlusu Oğuzhan Nuh, GDTM’lerin en büyük sorununun Sağlık Bakanlığı’nın test kiti sağlamaması nedeniyle sürekliliğinin olmaması olduğunu söyledi: “Buralarda test olma imkanı kalmayınca çok kişi de yaptırmayı bıraktı. Test için çok az güvenli alanımız var. Damgalanmak büyük sorun. Hastaneler, özel klinikler ya da laboratuvarda bu risk var. Devlet hastaneleri çok kalabalık, diğerleriyse pahalı. İnsanlar sağlıkları bozulduktan sonra teste gidiyorlar.”
Küçük şehirlerde herkes birbirini tanıyor. O yüzden test için başka şehirlere gidiliyor. Nuh, “GDTM’ler mutlaka yaygınlaştırılmalı. Hatta gezici GDTM’ler olmalı” dedi.
Türkiye’deki HIV epidemisine asla yeterli yanıt verilemediğini vurgulayan Nuh, şöyle devam etti:
“Yeni HIV enfeksiyonlarını önlemek ve HIV’le yaşayanların iyilik hallerini korumak için hiçbir şey yapmıyoruz. Sadece eşcinseller değil, heteroseksüel hamile kadınlar da en fazla mağdur olan gruplardan. Bunun sorumlusu Sağlık Bakanlığı.”
Haberi okumak için tıklayınız.