“Güvenli ilişki kurmak ne demek? İlişkimin güvende olduğunu nasıl anlarım? Cinsel ilişkilerde onay nedir, hangi koşullarda alınmalıdır?” Cinsel ilişkilerde onay ve güvenli ilişkiye dair merak edebileceklerini derledik.
Duygusal, romantik, cinsel veya sosyal ilişkilerimizde partner(ler)imizle ilişkimizi ilgilendiren her konuda beraber karar alabildiğimiz, kendimizi partner(ler)imizle eşit hissettiğimiz, sınırlarımıza saygı duyulduğunu bildiğimiz ve partner(ler)imizin sınırlarını ve beklentilerini koşulsuz bir şekilde kabul edebildiğimizde güvenli ilişki kurmuş oluruz. Güvenli ilişkilerde olmak sadece duygusal, romantik, cinsel ilişkiler için değil sosyal ilişkilerimiz için de oldukça önemlidir, çünkü kendi sınırlarımızı açıklıkla ve hiçbir çekincemiz olmadan ifade edebildiğimizde kendimizi çok daha güvenli ve huzurlu hissederiz. Duygusal, romantik ve cinsel ilişkilerde güvenli ilişki haz odaklı, keyifli, rahat ve her şeyden önemlisi bizim için güvenli bir alan sağlayan bir ilişki anlamına geliyor.
İlişkimizin güvenli olup olmadığını anlamak için; “partner(ler)imle kendi ihtiyaçlarım ve beklentilerim hakkında rahatça konuşabiliyor muyum?” sorusu önem kazanıyor. Örneğin, zor bir gün geçirdikten sonra partnerimizi görmeye çok ihtiyacımız olabilir ya da çok keyifli bir günün ardından bunu partnerimizle paylaşmak için heyecan duyabiliriz. Partnerimizin de bizi dinlemek için aynı heyecanı duyması onunla bir iletişim kurabildiğimizi ve güvenli bir ilişkide olduğumuzu gösteriyor. Öte yandan cinsel davranışlarda hangi eylemleri gerçekleştirmek istediğimiz, hangilerini gerçekleştirmeye henüz hazır olmadığımız, hangi cinsel davranışa onay verip vermediğimiz gibi ilişkimizi ilgilendiren konuları rahatlıkla partnerimle konuşabiliyor olmamız da güvenli bir ilişkide olduğumuz anlamına geliyor. Eğer bir cinsel davranış öncesinde partnerim benim sınırlarımı dinlemek istemiyorsa ya da bazı korunma yöntemlerini reddediyorsa güvenli bir ilişkide olmadığımızı söyleyebiliriz. Partnerimizle daha çok konuşmaya ihtiyaç duyduğumuzu hissediyorsak, bir karar alma sürecinde karar alan taraf sürekli partnerimiz oluyorsa ve biz sadece bu kararları uygulayan tarafta bulunuyorsak, şiddet/baskı içeren bir ilişkide olduğumuzu söyleyebiliriz. İlişki içinde hepimiz hatalar yapabiliriz, ancak bu hataların sorumluluğu alınmıyorsa ve istenmeyen davranışlar sonlandırılmıyorsa ilişkimizi yeniden gözden geçirmek isteyebiliriz.
Bu noktada arzu ve onay arasında bir ayrım yapmak önemli. Bazen birini çok istiyor, onunla vakit geçirmekten çok keyif alıyor ve onu gerçekten seviyor olabiliriz. Böyle durumlarda birinin evine gitmek, beraber içki içmek, uzun uzun mesajlaşmak ya da flörtleşmek o kişiye ilgi duyduğumuzu gösteren davranışlar olabilir. Ancak birine arzu duymak her zaman onunla cinsel bir ilişki kurmak istediğimiz anlamına gelmez. Onunla bazı cinsel eylemleri gerçekleştirmek istiyor ve bazılarına onay vermiyor olabiliriz. Diğer bir ifadeyle, birine arzu duymamız tek başına onay verdiğimiz anlamına gelmez. Partner(ler)imizle çok zaman geçiriyor olmamız ya da sık sık birbirimize dokunuyor olmamız da her zaman her davranışa onay verdiğimiz anlamına gelmez. Partner(ler)imizin bir davranış için onayı olup olmadığına emin değilsek, onay verdiğini varsaymak ya da onay vermediğini duyana kadar beklemek yerine ona her davranış/aksiyon öncesinde bunu sormalıyız. Bu davranışlar sarılmak, öpüşmek ya da herhangi bir bedensel temas olabilir. Her bir davranış öncesinde bir kez daha sormak, hem emin olmamız için hem de cinsellik ve cinsel şiddet arasındaki ince çizgiyi aşmamak için iyi bir pratik olabilir.
Cinsel ilişkinin başladığı an, herkes için farklılık gösterebilir. Kimimiz için güvenli ve rahat hissettiren bir davranış, başkası için sınır ihlali anlamına gelebilir ve rahatsız edici olabilir. Bu nedenle her davranış öncesi onay almak ve onayı pratik etmek önemlidir. Örneğin uyarılma halinde neye onay verip vermediğimizi anlamak zor olabilir. Cinsel ilişki sırasında, öncesinde ya da cinsel içerikli herhangi bir içerik tüketirken beynimize giden bazı uyarılar bedenimizde inleme, erekte olma, ıslanma, kan akışının hızlanması, kalp atışının artması, nefes alıp vermenin hızlanması gibi bazı tepkilerin oluşmasına neden olabilir. Ancak uyarılmış olmak, cinsel eylem sırasında pratik ettiğimiz ya da bizden talep edilen her davranışa her zaman onay verdiğimiz anlamına gelmez.
Örneğin partnerimizle yeni bir cinsel eylem denemeye karar vermiş olabiliriz. Karşılıklı konuşarak sınırlarımızın neler olduğunu belirlemeli ve bunu ikimizin de istediğine emin olmalıyız. Bu cinsel eylem sırasında bir süre sonra devam etmek istemeyebiliriz, bu eylemin bizi o kadar iyi hissettirmediğini ve çok keyif almadığımızı düşünebiliriz. Böyle bir durumda partnerimize durmak istediğimizi ya da bir süre dinlenmek istediğimizi ya da artık devam etmek istemediğimizi söyleme hakkımız var. Diğer bir deyişle, onay kısa sürelidir. Bu nedenle partnerimize sık sık şu soruları sormak çok öneml: “İyi misin?” “her şey yolunda mı?” “güvende hissediyor musun?” “şu anda mutlu muyuz?” ya da “durmak ister misin, yoksa daha ileri gidelim mi?”
Bu soruları sorduğumuz sürece partner(ler)imizin de keyif ve haz aldığını anlayabiliriz. Yine de bazı davranışlarda partnerimizin onayı olup olmadığını anlayamayabiliriz. Partnerimiz kararsız ya da sessiz kalabilir. Bu durumda tekrar sormak onayın olup olmadığını anlamak için yardımcı olacaktır. Dolayısıyla bir davranışa onay verdiğimizi sadece bizim kararımız gösterir ve onay kendi hür irademizle, istekli, coşkulu ve kimsenin baskısı altında kalmadan verdiğimiz karardır.
Bu içerik Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği Gençlik Çalışmaları Uzmanı Tuğba Yavuz ile çekilen Cinsel Sağlık Senin Hakkın kampanya videosu referans alınarak hazırlanmıştır. Güvenlik cinsellik ve onay hakkında daha fazla bilgi almak için Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği Ne Var Ne Yok Gençlik Programı web sitesini ziyaret edebilirsiniz.